İstilacı türler Akdeniz’de biyoçeşitlilik kaybına yol açıyor
Denizlerin, güney kıyılardan başlayarak çok fazla ve çok çeşitli sorunları olduğunu ifade eden Dalyan, “Biyoçeşitlilik kaybı en büyük problemimiz. Özellikle güney kıyılarımızdan, yoğunlukla Süveyş Kanalı’ndan gelen birçok canlı bulunuyor. Bunlar tür sayısında bir artışa neden oluyor ancak Akdeniz’in biyoçeşitliliği üzerinde çok daha büyük kayıplara neden oluyor” dedi.
“Güney kıyılarımızda yosun bırakmadılar”
Dünyanın birçok yerinde deniz suyu sıcaklığının arttığını, Akdeniz’de de bu artışın söz konusu olduğunu belirten Dalyan, sözlerine şöyle devam etti:
“Sıcaklığın artmasıyla birlikte, güney kıyılarımızı ve Ege Denizi’nin güneyini tehdit eden türlerin sayısında artış meydana geldi. Örneğin lokum balığı denen ya da bölgede gümüş balığı diye adlandırılan bir tür var. Gümüş aslında bizim yerli türümüze verilen isimdi ama 1950’lerden beri bu türün hakimiyetiyle kendi yerli ıskarmoz, gümüş ya da lokum balığı dediğimiz türü kaybettik, yerinde Kızıldeniz göçmeni olan lokum balığı bulunuyor. Bu, besin zincirinde de önemli etkilere neden oluyor. Ekosistemde besin zinciri ya da besin ağı değiştiği zaman daha büyük sorunlara yol açıyor. Gelen balıklardan iki tür var ki çarpan, çırpan ya da sokar balıkları dediğimiz balıklar tamamıyla denizdeki yosun ve bitkilerle besleniyor, güney kıyılarımızda neredeyse yosun bırakmadılar. Dolayısıyla besin zincirindeki herhangi bir halkada oluşacak bu büyüklükteki bir etki bütün denizin değişmesine sebep oluyor. Özellikle son 50 yıldır güney kıyılarımızda her şeyin değiştiğinden bahsedebiliriz.”
Atıklar sıcakla birleşince problemler büyüyor
Denize bırakılan atıklar, sıcaklıkla birleşince kirliliğin daha büyük problemlere yol açmaya başladığını anlatan Dalyan, “Güney kıyılarımızda bir çok yeri kaybetme tehlikesi altında olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyada 20 sene önce yapılmış modellerde beklenen sıcaklığın geleceği durumla ilgili değerlere şu an varmış durumdayız. Bundan 30-40 sene sonrasını planladığımız değerlere büyük ihtimalle 10 sene içinde ulaşacağız ve ciddi önlemler almazsak, bu konuyla ilgilenmezsek denizlerimiz çok ciddi tehdit altında” diye konuştu.
“Denizdeki atıkları filtreleyen pinalar yol oldu”
Doç. Dr. Dalyan, deniz suyundaki atıkları süzerek filtreleyen pinaların 2018 yılında oluşmaya başlayan bir etkiyle, kısa süre içinde Akdeniz’de yok olduğunu, geriye kalan pinaların ise sadece Marmara Denizi’nde yaşadığını belirtti:
“Kıyamet, insan türünün ortadan yok olmasıysa, Akdeniz’de de pina türü yok oldu. Sindirim sistemlerinde yaşayan tek hücreli canlı neden oldu bu ölüme. Sıcaklıkla tetiklendiği söyleniyor. Her zaman sindirim sisteminde yaşayan bu tek hücrelinin, sıcaklıkla birlikte daha fazla aktif olduğu, pinaların Akdeniz’de tamamının yok olduğu söyleniyor. Denizlerdeki ısınma büyük problem. Bu konuda hem ulusal stratejiler geliştirmeli hem uluslararası stratejilere katılım sağlamalıyız” dedi.